Önemli Bilgiler

Elektrik hat başvurusu için gerekli belgeler nelerdir?
Konut İçin Gerekli evraklar: Dilekçe, Kimlik fotokopisi, İkametgah, Daha önce Kullanılan tesisat numarası, Vergi Kimlik numarası, Vatandaşlık numarası, Tapu kaydı, Belediye ve Yapı Denetim Kuruluşu onaylı elektrik projesi, Kiracıysa mülkün kiraya verildiğine dair yazılı beyanat, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 30, 31.maddelerine göre yapı kullanma izni (İmar içerisinde b .. Devamı
Elektrik aboneliği bağlantı süreci
Gerçek veya tüzel kişilerce yapılan bağlantı talebi dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından mevzuat hükümlerine göre karşılanır ve bağlantı anlaşması yapılarak hizmet verilir. Yapılan başvuru mevcut dağıtım sisteminin içerisinde yer almıyorsa, dağıtımı sağlayan tüzel kişi genişleme ve yeni yatırımları da dikkate alır. Eğer dağıtım sist .. Devamı
İlk bağlantı ücreti nedir?
Bağlantı bedeli olarak ilk bağlantı anlaşması imzalanırken bir defalık bir bağlantı bedeli alınır ve bu bedel geri ödenmez. 2019 yılı için EPDK'nın belirlediği değerler aşağıdaki gibidir. Mesken ve ticarethaneler genellikle tablonun ilk satırını öderler. Kurulu Güç (Alçak Gerilim) Bağlantı Ücreti Yer altı kaboları .. Devamı
Elektrik aboneliği yaptırmak için hangi evraklar gerekiyor?
Elektrik hat bağlantınız hazırda varsa veya yaptırdıysanız, aboneliği üzerinize almanız gereklidir. Evinizin elektrik aboneliği için yanınızda bulundurmanız gereken belgeler:Nüfus cüzdanıKullanım yerinde enerji kesik değilse mülkiyet belirten bir belge (tapu, kira sözleşmesi vb.)Varsa kullanım yerine ait abone veya tesisat numarası (eski bir fat .. Devamı
Elektrik aboneliğinde ödenecek ücret : Güvence bedeli
Elektrik tedarikçisine abonelik sözleşmesi yaptığınız sırada teminat olarak güvence bedeli ödemeniz gerekir. Şirket bu ücreti ileride müşterinin borcunu ödememesi durumunda kullanmak üzere alır. Aboneliğinizi sona erdirirken size bu bedeli borcunuz olmaması koşuluyla iade ederler. Son ödediğiniz faturadan sonraki tüketimlerinizin ücreti güven .. Devamı
Abonelik iptali için gerekli belgeler nelerdir ?
Bir yerden bir yere taşınırken üzerinizde kayıtlı elektrik aboneliği varsa kapattırmanız gerekmektedir. Aksi halde sizin adınıza başkaları tarafından yapılan kullanımlardan sorumlu tutulmanız gibi kötü durumlar yaşanabilir. Elektrik şirketleri genellikle abonelik iptali için aşağıdaki bilgi ve belgeleri ister :Nüfus cüzdanıAbone ya da tesi .. Devamı

REFERANSLARIMIZ

REFERANSLARIMIZ

REFERANSLARIMIZ

ELEKTRİK TAAHHÜT

Alçak Gerilim, Orta Gerilim ve Yüksek Gerilim ile birlikte Aydınlatma çözümleri, Topraklama, Paratoner ve tüm otomasyon sistemleri, elektrik iç-dış tesisat projeleri tasarımı, çizimi, danışmanlık, uygulama ve taahhüdü konularında profesyonel ve kaliteli hizmet sunuyoruz.

Projelerimizi, uygulama yapılacak yerin yapı cinsine, kullanım amacına ve geçerli standartlar, yasa ve yönetmeliklere göre, işverenin isteklerini de dikkate alarak hazırlarız. Proje tasarımlarında talep, keşif ve proje değerlendirilmesi, ürün komponent seçimi, hesaplama ve modelleme, teknik ve ekonomik değerlendirme, enerji yönetimi konularında en ince ayrıntıya dikkat edilerek projeler hazırlanır.

PROJELENDİRME

Alçak Gerilim, Orta Gerilim ve Yüksek Gerilim ile birlikte Aydınlatma çözümleri, Topraklama, Paratoner ve tüm otomasyon sistemleri, elektrik iç-dış tesisat projeleri tasarımı, çizimi, danışmanlık, uygulama ve taahhüdü konularında siz saygı değer müşterilere hizmet vermekten onur duymaktayız.

Projelerimizi, uygulama yapılacak yerin yapı cinsine, kullanım amacına ve geçerli standartlar, yasa ve yönetmeliklere göre, işverenin isteklerini de dikkate alarak hazırlarız. Proje tasarımlarında talep, keşif ve proje değerlendirilmesi, ürün komponent seçimi, hesaplama ve modelleme, teknik ve ekonomik değerlendirme, enerji yönetimi konularında en ince ayrıntıya dikkat edilerek projeler hazırlanır.

Projelendirme, toplam 5 safhadan oluşmaktadır.

TEDAŞ – BEDAŞ İDARİ TAKİP

Alçak Gerilim, Orta Gerilim ve Yüksek Gerilim projelerinizin Tedaş ve Bedaş gibi elektrik dağıtım kurumlarındaki başvuru, ruhsatlandırma, kontrol, denetleme ve onay süreçleri tarafımızca takip edilerek, işlemlerin hatasız ve hızlı olarak tamamlanmasını sağlıyoruz.

ENERJİ YÖNETİMİ

Enerji Yönetimi, kısıtlama uygulamaksızın yani gerekli olan 3 ışıktan 1’ini söndürerek değil akıllı Mühendislik Çözümleri uygulayarak enerjinin en verimli şekilde kullanılmasıdır. Diğer bir açıdan tesislerde enerji yönetimi açıklanırsa ürün/hizmet/metrekare başına düşen enerji giderlerini enerjiyi verimli kullanarak azaltmaktır, aynı enerji ile daha çok üretim yapmaktır, karlılığın artmasıdır.

Enerji Yönetimi Nedir?

Enerji Yönetimi; Ürün kalitesinden, güvenlikten veya çevresel tüm koşullardan fedakarlık etmeksizin ve üretimi azaltmaksızın enerjinin verimli kullanımı doğrultusunda yapılandırılmış ve organize edilmiş disiplinli bir çalışmadır. Enerji atıklarının değerlendirilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve mevcut enerji kayıplarının önlenmesi yoluyla tüketilen enerji miktarının ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı engellemeden, kalite ve performansı düşürmeden en aza indirilmesini ilke edinmektedir.Enerji Yönetim Sistemlerinin Faydaları Nelerdir?

İtibar ve marka imajı

Enerji performansında iyileşme göstergesi

Enerji izleme planları ve enerji analiz faaliyetleri oluşturur.

Enerji politikası ve hedeflerinin belgelenmesi

Güvenli enerji tedariği

Teknolojik gelişmeler için itici güç oluşturur.

Enerji maliyetlerinde düşüş

İş performansında iyileşme

Üretkenlik ve rekabet edebilirlikte artış

Sera Gazı emisyonlarında azalma ve diğer mevzuatlara uyumdur.Enerji Yönetimi Zorunlu Mudur?

2 Mayıs 2007 tarih ve 26510 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve 25 Ekim 2008 tarih ve 27035 sayılı Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik gereğince bazı kuruluşlar için enerji yöneticisi görevlendirilmesi zorunlu hâle gelmiştir. Kurum, Kuruluş ve İşletmeler;

Sanayi Tesislerinde;

Yıllık enerji tüketimi 1.000 Ton Eşdeğer Petrol (TEP) ve üzeri olan işletmelerde, enerji yöneticisi atamak,

50.000 TEP ve üzeri olan işletmelerde, enerji yöneticisinin sorumluluğunda enerji yönetim birimi oluşturmak,

Konut Dışı Binalarda;

Toplam inşaat alanı en az 20.000 m2 veya yıllık enerji tüketimi 500 TEP olan ticari binalarda enerji yöneticisi atamak,

Toplam inşaat alanı en az 10.000 m2 veya yıllık toplam enerji tüketimi 250 TEP ve üzeri olan kamu binalarında enerji yöneticisi atamak,

Organize sanayi bölgelerinde (OSB) bulunan ve yıllık enerji tüketimi 1.000 TEP‘in altında olan işletmelere hizmet vermek üzere OSB‘lerde enerji yönetim birimi oluşturmak,

100 MW ve üzerinde kurulu güce sahip elektrik üretim santralleri enerji yöneticisi atamak zorundadır.

TOPRAKLAMA ÖLÇÜMÜ

Topraklama nedir

Elektrikli işletme araçlarının (jeneratör, transformatör, motor, kesici, ayırıcı, direk, aydınlatma armatürü, buz dolabı, çamaşır makinası v.b.) aktif olmayan (normal işletmede gerilim altında olmayan) metal kısımlarının bir iletken üzerinden toprakla birleştirilmesidir. Toprakla bağlantı çeşitli şekillerdeki topraklayıcılarla (toprak elektrotları) yapılır.Topraklama tesisinin muayene ve denetlenmesinin amacı

Tesisin sağlamlığının denenmesi.

Dokunma gerilimin izin verilen sınırlar içinde olup olmadığının belirlenmesi.

Tesisin sağlamlığına, toprak yayılma direncinin ( topraklama direnci ) ölçülmesi ile karar verilebilir. Topraklama tesisinin dokunma gerilimi açısından yeterli olup olmadığı, topraklama direnci ölçülmesi ile belirlenemez. Farklı topraklayıcı tipleri ve topraklama düzenleri aynı topraklama direncine sahip olmalarına rağmen dokunma gerilimi veya adım gerilimi bakımından farklı özellikler gösterirler. Topraklayıcılardan akım geçmesi halinde, toprak içinde oluşan potansiyel dağılımı dokunma gerilimini belirler.

Topraklama ölçüm ve raporu nerelerde geçerlidir

TSE

Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Belediyeler

Özel ŞirketlerTopraklama tesislerinde muayene, ölçme ve denetleme

Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği madde 10 – a’ da açıklandığı üzere her topraklama tesisi, montaj esnasında ve işletme aşamalarında periyodik olarak kontrol edilecektir.

Yapılacak kontroller;

Gözle muayene,

Koruma iletkenlerinin, ana ve tamamlayıcı potansiyel dengeleme iletkenleri bağlantılarının sürekliliğinin ölçülmesi ve denetlenmesi,

Toprak özgül direncinin ölçülmesi,

Topraklama ( yayılma ) direncinin ölçülmesi,

Koruma iletkenlerinin, ana ve tamamlayıcı potansiyel dengeleme iletkenleri bağlantılarının sürekliliğinin ölçülmesi ve denetlenmesi,

Beslemenin otomatik kesilip kesilmediğinin denetlenmesi,

Çevrim empedansının kontrolu,

Kaçak Akım Koruma düzeninin kontrolü,

şeklinde sıralanmaktadır. Yapılacak kontrollerde Yönetmelik Ek-P’de verilen şekilde formların kullanılması tavsiye olunur. Kontrol periyotlarına da aynı ekte değinilmiştir.

İÇ TESİSAT UYGUNLUK RAPORU

Bir sanayi tesisi, alışveriş merkezi, konut, cami, sinema, tiyatro ya da hastane gibi elektrikli cihazların bulunduğu yerlerde, bu cihazların çalışmasını ve kontrol edilmesini sağlayan her türlü kuvvetli ve zayıf akım ekipmanlarına elektrik tesisatı denmektedir. Bir elektrik tesisatında bulunan ekipmanlar şunlar olabilir: elektrik boruları, kuvvetli ve zayıf akım kabloları, kablo kanalları, priz ve anahtarlar, topraklama kabloları, topraklama iletkenleri, elektrik panoları, besleme ve kontrol ekipmanları, buat ve klemensler ve bağlantı elemanları.

Elektrik tesisatları, Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği’ne uygun şekilde hazırlanır ve yapı denetim firmasının onayı olmadan bir elektrik tesisatı projesinin çalışmasına izin verilmez. Bu proje hazırlanırken, gerekli hesaplamaların çok iyi yapılması gerekmektedir. Malzemelerin, olması gereken değerlerden büyük olması, maliyeti etkileyen bir faktör olurken, değerlerin düşük olmaı elektrik tesisatının vermli kullanılmamasına neden olabilir.

Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği 2004 yılında yayınlanmıştır ve elektrik iç tesislerinin kurulmasına ve ișletilmesine yönelik esasları içermektedir. Bu yönetmelik elektrik enerjisinin üretilmesine ve dağıtılmasına yönelik yapı içindeki tesisleri kapsamamaktadır.

Söz konusu yönetmeliğin uygulama alanları şu şekilde belirlenmiştir:

Yeni kurulacak olan tesislerde

Kurulu tesislerin tamamen değiștirilmesi gereken durumunda

Kurulu tesislerde açık ve belli olarak ölüm, yaralanma ve yangına neden olabilecek durumlar meydana geldiğinde

Kurulu tesislerde bozukluk ya da değișikliklerin yakındaki diğer tesislerde önemli karıșıklık ve tehlikeler yaratması durumunda

Kurulu bir tesisi temelinden etkilemeyecek şekilde yapılan genișletme, değișiklik ve onarımların sadece bu bölümlerinde

Söz konusu yönetmelik gereğince, elektrik tesislerinde Türk standartlarına uygun malzemelerin kullanılması esastır.

Elektrik İç Tesisat Muayenesi Yaptırmanın Önemi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’nin, bakım, onarım ve periyodik kontroller ile ilgili hususlar başlıklı ekinde (Ek-III), elektrik iç tesisat muayenesi, tesisatlar konusuna girmektedir. Buna göre ilgili standartlarda başka bir süre verilmemişse, elektrik iç tesisat muayenesinin yılda en az bir kere yaptırılması gerekmektedir.

Yapılacak periyodik muayenelerin mutlaka elektrik mühendisleri, elektrik teknikerleri veya yüksek teknikerler tarafından yapılması gerekmektedir. Bu kişilerin dışında yapılacak kontrol ve muayeneler geçerli olmayacağı gibi, düzenleyecekleri raporların da bir değeri olmaz. Çünkü elektrik iç tesisatları yönetmelik gereğince özel risk taşıyan iş ekipmanları olarak kabul edilmektedir. Bir işletmede çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden özel risk taşıyan ekipmanların tamir edilmesi, değiştirilmesi, kontrol edilmesi, bakımının yapılması ve hizmete sunulması gibi işler, ancak yetkili kişiler tarafından yapılmak zorundadır.

Elektrik iç tesisat muayenesinde uyulması gereken yasal düzenlemeler ve standartlar şunlardır:

Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği

Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği

Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği

TS EN 60079-14 Elektrikli cihazlar standardı

TS EN 60079-17 Patlayıcı gaz ortamları standardı

TS EN 61008-1 Artık akımla çalışan devre kesiciler standardı

Yapılacak muayeneler sonrasında, elektrik iç tesisleri denetim ve muayene uygunluk belgesi düzenlenir. Böyle bir uygunluk çalışmasında, elektrik iç tesisatının genel durumundan başlayarak, enerji odası, kablo şaftı, sayaç ve dağıtım tabloları, motorlar, asansörler, aydınlatma sistemleri, anahtarlar, ziller, prizler ve buatlara kadar bütün elektrik tesisatı kontrolden geçirilir. Netice olarak işverenler, işyerinde kullanılacak ekipmanların, çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden zarar vermemesi için gereken önlemleri almak zorundadır.

1 KV ÜSTÜ MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ

Elektrik enerjisinin daha sağlıklı, daha temiz kullanımı ve dağıtılması; üretimin daha kaliteli ve sorunsuz olmasına, zaman kaybının minimum değerlere indirgenerek birim maliyetlerde esnekliğe olanak sağlar. Hedef Elektrik genel misyonu içerisinde yer alan bilgi ve birikimleri paylaşma doğrultusunda mühendislik ve müşavirlik hizmetleri sunmaktadır.

Çoğu firma aldığı elektrik müteahittlik hizmetinin kontrolünü yapabilecek bilgi birikimine sahip olmayabilir, olması da beklenemez. Bu durumda hizmet aldığı firmayı işveren adına kontrol edecek bir firmadan destek almak gerekebilir. Bu hizmet ilave bir maliyet olarak gözükse de mühendisin doğru yönlendirme ve kontrolü ile toplam maliyeti aşağı çekmek mümkün olabilir ayrıca İşin daha sağlıklı ve yönetmeliklere uygun yapıldığından da emin olunur.

Hedef Elektrik danışmanlık işin bütçesinin oluşturulmasından, işi yapanın kontrolüne, doğru malzeme seçiminden son durum projenin hazırlanmasına kadar işin elektrik ile ilgili işverene destek verir.

Hedef Elektrik; elektrik teknik danışmanlık yapmaya yetkin bir firmadır. Bilgi birikimi, tecrübe ve yetkiye sahip kadrosuyla danışmanlık hizmetini büyük bir titizlikle yapar.

Bir elektrik mühendisinden veya elektrik teknisyeninden teknik danışmanlık desteği almak başta birim fiyatlı işler olmak üzere maliyetinizi artırmaz aksine azaltır, ayrıca aldığınız tüm hizmetler en küçük noktasına kadar uzman denetiminden geçmiş olur.

Hedef Elektrik müşterileri için tekniğine uygun, ekonomik, akılcı ve avantajlı optimum çözümleri tasarlamakta ve bu konuda her zaman ilgili firmalara yardımcı olmaktadır. Müşterilerimize yatırım ihtiyaçlarının tüm aşamalarında her türlü teknik ve idari sorulara doğru cevapları temin etmekteyiz.

Hedef Elektrik yaşanılan elektrik sorunlarını ortadan kaldıracak teknik bilgi, tecrübe ve en önemlisi gerekli tüm ekipman ve personele sahiptir.

Hedef Elektrik bu kapsamda;

Orta gerilim trafo merkezleri danışmanlık hizmetleri,

Harmonik ölçüm hizmetleri ve filtrasyon çözümleri,

Reaktif güç kompanzasyon ölçümleri ve uygun çözümler,

Topraklama direnç ölçümleri ve çözümleri,

İzolasyon test ölçümleri,

Aydınlık şiddet ölçümleri ve gerekli çözümler,

Enerji maliyet ölçümleri,

Trafo yağ kalitesi ölçümleri

alanlarında müşavirlik ve mühendislik hizmetleri sunmaktadır

Trafolu işletmelerin ;

Orta Gerilim İşletme Sorumluluğu ,

Bakım ve danışmanlık hizmeti ,

Fabrika, işyeri, alışveriş merkezi, otel vb. yapıların Kontrollük ve Teknik Uygulama sorumluluğu ,

Mühendislik - Müşavirlik hizmetleri

üstlenilmektedir.

Ayrıca verilen müşavirlik hizmeti yanında mevcut yönetmelikler kapsamında ;

Enerji müsaadesi alınması,

Enerji kullanımı,

Enerjiye kesintisiz ve sorunsuz ulaşım,

"Enerji Tedarikçisi" ile ilişkiler, konularında Danışmanlık, Mühendislik, Müşavirlik ve Taahhüt desteği verilmektedir.

DİREK TİPİ TRAFO KURULUMU

Direk tipi trafo merkezlerini neredeyse her mahalle girişinde, köy girişinde ya da bir tesisi beslemek için kullanıldığını görmüşüzdür. Ekonomik yönden tesis edilmesi ucuz ve hızlı olması bu tesislerin farkını ortaya koymaktadır.

Amacı; orta gerilimi, şebekemiz olan 220 volta dönüştürmektir. 400 kVA’a kadar direk üzerine trafo konulabilir. 400 kVA den büyük güçteki trafolar için bina veya açık tip trafo merkezleri tesis edilmelidir. Genellikle kafes tipi ve beton direklere tesis edilirler.Direk tipi trafo merkezinin ana bileşenleri; trafo, orta gerilim ayırıcı, parafudr, dağıtım ve ölçüm panosudur.

TRAFO BAKIM

Endüstrinin her alanında sıklıkla kullanılan trafoların belirli periyotlarda bakımlarının yapılması gerekmektedir. Bakımlar deneyimli Elektrik Mühendisleri kontrolünde yapılmalı ve gerekli iş güvenliği önlemleri alınmalıdır.

Uzman ekiplerimiz trafoların bakımı konusunda her türlü ihtiyaçlarınıza zamanında ve en doğru çözümü sunmaktadır.

Standart Trafo Bakım Paket Programı ve Testler

Yağ Treatmanı ( Trafo yağının vakum altında nem ve gazlardan arındırılarak iyileştirme işlemleri )

Yağ kaçaklarının giderilmesi

Eksik yağın tamamlanması

Trafo izolasyon Megger testi ( A-G –Tank,O-G- Tank , AG- O-G)

Trafo Sargı dirençlerinin Ölçülmesi

Trafo Çevirme oranlarının ölçülmesi

Demir kaybı , bakır kaybı , boştaki akımlar , %PF ( Firmamızda)

Trafo işletme ve emniyet topraklama direnç ölçümleri

Trafo ses seviye ölçümü

Trafo bağlantı noktalarının termal olarak sıcaklık ölçümleri

Trafo genel temizlikleri

Buşing ve izolatörlerin temizlikleri

Eklatör aralarının ayarlanması

Bağlantıların tork anahtarı ile sıkılması

Yapılan işlemlerin raporlandırılması

Yapılması gerekli işlemlerin bildirilmesi

Firmamıza ait bakımlarda kullanılan tüm test cihazlarının kalibrasyon belgeleri ve firmamızın yetki belgeleri raporlarla birlikte verilir.

Kesici Testleri

Kesici açma ve kapama kontak zamanları ölçümü

Kesici kontak geçiş direnç ölçümleri

Motor ve bobin akımları ölçümü

Kesici mekanik bakımları

Koruma Devreleri

Koruma röleleri standart açma ve zaman testleri

Kalibrasyon işlemleri

Röle tamiratları

Devreye alma işlemleri

Termal Camera ( Thermal İnspection)

Özel ısıl infrared kamera ile kestirimci bakım

İşletme içerisinde termal kamera ile yapılan kontroller sonucunda problemli alanların termografik görüntüleri kameraya kaydedilir.

Daha sonra bu görüntüler termal görüntü programı ile daha deyaylı analiz edilerek gerekli raporlar hazırlanır.

Raporlama

Takip işlemleri

MODÜLER SİSTEM TRAFO MERKEZLERİNİN KURULUMU

Direk tipi trafolar 400kVA dahil kullanılabilir, beton köşk tipi trafo merkezleri 400kVA den büyük güçleri beslemek için orta gerilimi alçak gerilim kademesine düşürerek alçak gerilimden enerji dağıtımı için trafo merkezi olarak kurulur. Orta gerilimden veya alçak gerilimden ölçmek için sayaç kullanılarak dizayn edilir.

Yeni trafo tesisi veya güç arttırımı için ilk aşama, ihtiyaç olan gücü hesaplayarak trafo gücüne karar verilmesidir. Daha sonra Enerji Müsaade Belgesi müracatı yapılmalıdır. Enerji müsaade belgesindeki şarta göre orta gerilim projesi çizilir ve onay için yetkili kuruma verilir.

Trafo ve koruma ekipmanlarının kapalı bir alan içinde bulunması gerilim malzemelerinin insan ve canlı temasını engeller. Hava şartlarına bağlı olmadan gerekli kontroller yapılabilir. Hava şartlarına bağlı olarak elektrik kesintileri en az düzeyde olur. Şehir içindeki trafo merkezlerinde hava hattı ve ayrıca yeraltı kabloları ile dağıtım yapabilme olanağı mevcuttur.

Orta gerilim kablolarının tranşelerinin açılması, kabloların uygun derinlikte ve yönetmeliklere göre döşenmesi, ek muflarının ve kablo başlıklarının yapılma uygulamaları, köşk tipi trafo merkezlerinin projelendirilmesi, orta gerilim malzemesinin temini, işletme ve koruma topraklamasının yapılması, topraklama cihazıyla ölçümü, alçak gerilim panosu, kompanzayon panosunun hazırlanması uygulamaları firmamızda yapılmaktadır.

ANA DAĞITIM TALİ PANOLARI

Fabrika, atölye ve iş yerlerinde elektrik enerjisinin ana dağıtımının yapıldığı panolardır. Bina tipi trafo merkezli tüketicilerde, trafo alçak gerilim çıkışı direkt olarak ana dağıtım panosuna gelir, oradan tali panolara enerji dağıtımı yapılır. Direk tipi trafo merkezli tüketicilerde, ölçüm panosundan gelen elektrik enerjisi ana dağıtım panosuna giriş yapar, oradan tali dağıtım panolarına şalterlerden çıkış yapılır. Trafosu olmayan iş yerlerinde ana trafodan gelen enerji, dağıtım panosuna giriş yapar ve oradan tesise enerji dağıtılır. Ana dağıtım panosu ile tesisin enerjisi tek bir panodan kontrol edilebilir. Büyük tesislerde kompanzasyon panosu ile birlikte montaj yapılır.

Ana Dağıtım Pano Boyutları

Ana dağıtım panoların boyutları tesisin büyüklüğüne yani tesis gücüne göre değişmektedir. Tesis gücü ne kadar fazla olursa şalter ve bara boyutları da büyüyeceğinden, panonun boyutları büyümektedir. Ana dağıtım pano yüksekliği 200-210 cm standart olarak yapılmaktadır. Pano derinliği en az 40 cm olmak üzere, 50-60-70-80-90 cm olabilmektedir. Pano genişliği ise tesisin büyüklüğüne göre değişmektedir.

KOMPANZASYON PANOLARI

Kompanzasyon nedir?

Voltaj ve akım arasında faz farkı olmadığından dolayı kapasitif veya endüktif yüklerin meydana getirdiği etki sonucunda akım sinyallerinin voltaj sinyallerine göre maksimum (90 derecelik) fazı kayar. Kapasitif ve endüktif etkinin sonucunda oluşan akım ve voltaj sinyallerinin arasında oluşacak olan faz kaymasını engelleyip, ideale yakın olan (0 derece) ve bu şekilde sabit tutulmuş olan işlemlerin bütününe kompanzasyon denir.

Kompanzasyon panosu nedir?

Bir işletmenin cosQ’ni düzenlemek için, ölçü aletlerinin, kondaktörlerin, elektrik sigortalarının ve kondansatörün üzerinde bulunan panoya kompanzasyon panosu denir. Yani AG şebekelerinde güç katsayısını düzeltmek maksadıyla kullanılan araç ve gereçlerin yerleştirildiği panolardır. Bununla birlikte kompanzasyon panosu, elektrik pano çeşitleri içinde yer alır.

Kompanzasyon panosu hangi işe yarar?

Kompanzasyon panosu, işletmenin güç katsayısını düzeltmek için gerekli olan cihaz kondansatör ve ölçü aletlerinin üzerinde bulunduğu panodur. Bu anlamda endüktif yükler (transformatörler, balastlar, elektrik motorları vs.) reaktif güç çekerler. Kompanzasyon panosunun, reaktif güce gerek duyulan durumda en yakın noktada üretilmesinde, elektrik sisteminin en ideal koşullarda çalıştırılmasında büyük katkısı vardır.

Kompanzasyon panosu, şebekeden çekilen reaktif enerji miktarını an aza indirebilir, gerilimin düşümünü azaltabilir, transformatörlerin gücünü daha da düşürebilir, enerji miktarını düşürmesiyle yapılacak olan ödeme miktarını da azaltabilir, dağıtım tesislerinin verimini yükseltebilir ya da iletken olan kesitleri düşük yapabilir. Bunun gibi işlevlerden dolayı kompanzasyon panosu kullanılır.

Kompanzasyon panosunun boyutlarıysa tesislerdeki ana dağıtım panolarıyla birlikte montajı gerçekleştirilir. Bu panoların yüksekliği gelen olarak 200-210 santimetre arasında olurken derinliğiyse kesinlikle 40 santimetreden az olması gerekir. Kompanzasyon, orta ve alçak gerilim panoları da yine bu standartlar içerisine dâhil edilir. En kısmıysa yine tesisin güç büyüklüğüne göre değişkenlik gösterebilir.

Kompanzasyon Panosu Montajı

Kompanzasyon sistemi panosunun montajı, harici ve dahili olmak üzere 2 şekilde yapılır. Harici panoların üstü eğimli olacak şekilde çatı yapılmalı ve havalandırma panjurları olmamalıdır. Dahili tip panoda ise havalandırma panjurları mutlaka bulunmalıdır. Büyük çaplı panolarda kondansatörlerin havalandırılması amacı ile aspiratör bağlanır. Bunun yanı sıra kondansatörlerin konulması için yeterli özelliklerde raflar bulunmalıdır. Ana dağıtım panosundan bara ile büyük güçlülerde veya kablo geçiş yerleri olamalıdır. Ayrıca ana dağıtım panosuna kompanzasyon için termik manyetik şalter konulması gereklidir.

Kompanzasyon panosu montajı dahili ve harici olmak üzere iki farklı yoldan uygulanır. Eğer dahili montaj gerçekleştirilecekse havalandırma pancurlarının olması gerekir. Harici panolardaysa havalandırma panjurlarının bulunmaması gerekirken üstü eğimli olacak şekilde de çatı yapılmalıdır. Büyük panoların havalandırılması için aspiratör kullanılır. Kondansatörlerin konulması için de yeterli özelliği gösterecek rafların bulunması gerekir. Ayrıca ana dağıtım panosunun kompanzasyonu için termik manyetik özellikli şalter kullanılırken kablo geçiş yerlerini de yine bulundurmalıdır.

Kompanzasyon Sistemi Nasıl İşler?

1- Öncelikle elektrik panosuna yerleştirilecek olan malzemelerin yerleri belirlenir.

2- Alt ve üst kısımları olmak üzere elektrik kumanda panoları bulunmaktadır. Üst kısımda raflı şekilde kondansatörlerin yerleştirileceği alanlar bulunur. Orta kısımda baralar, kontaktörler ve sigortalar yer alır. Bu panonun kapaklarının üzerineyse sinyal lambalarının montajı yapılır. Bu lambaların bağlantı uçları pano içinde uygulanır.

3- Kare şeklinde açılmış reaktif güç rölesi itilir. Rölenin cam olan tarafı dış bölgede kalır. Burada vidalama işlemine ihtiyaç duyulmazken rölenin iç kısmında kalan bölge sıkıştırma vidalar yardımıyla saca baskı uygulanır.

4- Panodan gelen fazlar giriş ve çıkışından geçirilerek ana kesici şaltere bağlanır.

5- Kondansatörlere bağlanmış olan kablolar birbirine karıştırılmadan kontaktör çıkışlarına bağlanması gerekir.

Kompanzasyon Sistemine Bağlantı Yapılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

1- Bağlantı uçlarının gevşekliğine mutlaka dikkat edilmesi gerekir ve kondansatörlerin gövdeleri topraklanmalıdır.

2- Kondansatörün kontaktör bobinine bağlı güç kontrol rölesinin çalışmasına dikkat edilmelidir.

3- Bara kısmında uygulanan kontaktör girişlerine dikkat edilmeli, kablo bağlantılarının kurumunda kesinlikle kablo pabucu kullanılması gerekir.

4- Reaktif güç rölesi ve kontaktörün bobinine göre besleme voltajı oluşturulmalıdır.

5- Kablo pabuçlarına uygun olarak kablo kesitleri olmalı ve kablo pensiyle iyice sıkıştırılmalıdır.

6- Her kompanzasyon kondansatörü için her faza sadece bir adet sigorta kullanılması gerekir.

Kompanzasyon Pano Şeması

Kompanzasyon panosunun malzeme kutusunda kompanzasyon şemasının mutlaka olması zorunludur. Multimetre akım trafolarının ve reglerin sekonder uçları tespit edilir. Bir veya üç fazlı olma durumuna göre kompanzasyon pano şemasına bağlantı gerçekleştirilmelidir.

Kompanzasyon Panosu Malzemeleri

Kompanzasyon panolarında, ampermetreler, reaktif güç kontrol rölesi (regler), şalterler, bakır baralar, kontaktörler, güç kontaktörleri, kondansatörler, bağlantı iletkenleri, elektrik sigortaları, voltmetre komitatörü ve voltmetre, ampermetre veya multimetreler, kosinüsfimetre gibi malzemeler daha çok kullanılmaktadır. Bu anlamda yeni yapılan tesislerde voltmetre ve komitatörünün yerine alternatif olarak multimetre, kosinüsfimetre yerine de kosinüsfimetreli reglerler tercih edilmektedir.

JENERATÖR ŞEBEKE TRANSFER PANOLARI

Jeneratör Transfer Panosu nedir?

Jeneratör Transfer Panosu; mevcut bir şebekeye jeneratör eklenmek istendiğinde, şebeke ile jeneratörün uyumlu bir şekilde çalışması için kullanılan, şebeke ile jeneratör arası yük transferini sağlayan bir pano tipidir. Jeneratörler tesislerdeki yedek güç kaynaklarıdır. Şebeke olmadığı zamanlarda ya da şebekede bir arıza meydana geldiğinde bağlı olduğu tesisin enerjisiz kalmaması için devreye giren jeneratörler, dizel/benzin/doğalgaz gibi yakıtlarla çalışan ve elektrik üreten üreteçlerdir.

Transfer Panosu Nasıl Çalışır?

Şebekede henüz elektrik varken, yükler aktif şebekeden beslenir. Fakat şebeke elektriği kesintiye veya düşüşe uğradığında jeneratör devreye girerek yükü beslemeye devam eder. Elektrik akımı normal seyrine geçtikten sonra bu enerji tekrar şebekeye aktarılır ve jeneratör devreden çıkar. Bu transferi gerçekleştiren eleman transfer panosu olarak tanımlanır.

Pano, jeneratörden gelen enerjiyi yük çıkışını baz alarak yönlendiren ve enerjinin anahtarlanmasını sağlayan bir sistemdir. Şebeke kontaklarını açarak 2 gücün çakışmasının önüne geçer. Bu sistem ile, şebeke ve jeneratör enerjisi anahtarlar tarafından kontrol edilir ve transferi güvenli bir şekilde gerçekleştirilir.

Tipik bir pano gücü, jeneratörün gerçekleştireceği güce göre, en az jeneratör kadar kuvvetli olmalıdır. Dağıtım panosunda yükler, acil olan ve olmayan olarak ikiye ayrılır. Dağıtım panolarında bu ayırımın olmadığı durumlarda, kontaktör ve motorlu şalter, şebeke gücü baz alınarak seçilmelidir.

Manuel Güç Transfer Panosu

Manuel güç transfer panosu, ana elektrik panosunun yanında kurulur ve bir enerji kesintisi sırasında çalışmasını istediğiniz devrelere bağlanır. Güç kesildiğinde, jeneratöre basmanız ve tek bir güç kablosu ile bir aktarma anahtarı oluşturmanız yeterlidir. Jeneratör çalıştığında, anahtarları çevirerek basitçe hangi devrelere enerji sağlayacağını seçebilirsiniz.

Amper: Manuel aktarma anahtarını boyutlandırmanın en iyi yolu, önce güç kablosunu boyutlandırmaktır. 30 amp'lik bir kabloya ihtiyacınız varsa, 30 amp'lik bir aktarma anahtarı gerekir. Devreler: Çoğu 5.000 watt jeneratör gücü altı devrelere geri yükleyebilir. Daha büyük bir jeneratörünüz varsa, 10 devreli bir anahtar almanız gerekir. Çoğu transfer panosu seçilmiş devre kesicilerle önceden kablolanmıştır. Watt Metre: Çoğu manuel pano neyin beslendiğini takip eden dahili watt metre de içerir. Bunlar olmadan, jeneratöre ve cihazlara zarar vererek sistemi aşırı yükleyebilirsiniz. Montaj Setleri: Manuel pano takarken iki seçeneğiniz vardır. En kolay ve en ucuz yol duvara bir resim gibi yerleştirmektir. Sadece iki saplama arasındaki alçıpan içine yerleştirin.

Otomatik Transfer Panosu

Kısaca ATS olarak bilinen bu tip panolar, yedek güç kaynağının başarısız olması durumunda jeneratörün geçici elektrik enerjisi sağlayabilmesi için, genellikle, bir yedek jeneratörün bulunduğu yere monte edilir. Bu pano sürekli olarak elektrik şebekesinin gücünü izler. Bir kesintiden önce gelebilecek dalgalanmalar veya ciddi enerji kalitesi sorunları jeneratörün başlatma komutunu tetikler.

Yedek gerilim ve frekans sabitlendiğinde, transfer panosu jeneratörü çevrimiçi duruma getirir. Elektrik şebekesi elektriği geri yüklendiğinde, önceden belirlenmiş bir süre dalgalanma olmadan, anahtar normal konumuna geri döner. Soğutma aralığı tamamlandıktan sonra, jeneratör otomatik olarak kapanır.

Bütün bu eylemler insan müdahalesi olmaksızın gerçekleşir. Otomatik transfer panosu (ATS) hem birincil hem de yedek güç kaynaklarına bağlandığından, elektrikli bir röle görevi gören ekipman ve güç kaynakları arasında aracı olarak görev yapmaktadır.

Neden Jeneratör Transfer Panosu Kullanmalısınız?

Elektrik kesintisi sırasında taşınabilir bir jeneratörün güç sağlamak için iki yolu vardır. İlki, jeneratörden uzatma kabloları yardımı ile cihazlarınıza enerji iletmektir. Bu durum fırın fanı veya pompa gibi kritik devrelerin çalışması için elverişsizdir. İkinci yöntem ise jeneratörü doğrudan ev kablolarına bağlamaktır. Yalnızca bir kablo kullanarak, fırın fanı ve kuyu pompası da dahil olmak üzere, devrelerinizin birçoğuna veya tümüne güç sağlayabilirsiniz. Bunu yapmak için, bir transfer panosu kullanmanız gerekir Pano olmadan, doğrudan bağlantı, jeneratörünüze zarar verebilir, hatta insan hayatını tehdit edecek sonuçlar doğurabilir.

Transfer Panosu Malzemeleri

Transfer panosu çok farklı şekillerde tasarlanabilir. Genellikle bir jeneratör bir trafo tarafında olmak üzere iki tane kontaktör ve bu kontaktörlerin yardımcı kontakları kullanılarak bir kumanda devresi tasarlanır. İki kontaktör birbirine enversör yani ters çalışır. Biri açıkken diğeri kapalı konumdadır. Böylelikle iki kaynağın çakışması önlenmiş olur. Kontaktörlerin durum bilgileri jeneratör panosu üzerindeki jeneratör kontrol rölesine taşınır ve röle bu bilgiler ışığında jeneratör başlatılır veya durdurulur. Pratikte 630A'e kadar olan yüklerin transfer panosunda kontaktörler kullanılır. 630A'den sonraki akımlarda ise motor mekanizmalı kompakt şalterler ve motorlu açık tip şalterler ile transfer yapılır. Şalterde motor mekanizması mutlaka olmalıdır; çünkü şalter kapadığında motorun şalteri tekrar açma yapması için kurması gerekmektedir. Kumanda devresinin gereksinimine göre düşük gerilim bobini, açma bobini, kapamaya hazır kontak, yardımcı kontaklar da transfer panosunun şalteri içerisinde yer alabilir. 630A'den sonra tabii ki kontaktör de kullanılabilir; ancak genellikle üretici fiyatları göz önünde bulundurulduğunda 630A'den sonraki akımlarda kontaktörün maliyeti çok artar. Bu yüzden 630A'den sonra şalter tercih edilir. Ayrıca şalterin termik manyetik koruma özelliği de olduğundan bağlı oldukları hattı da koruyabilirler. Hem kontaktör de hem de şalterde elektriksel kilitlemeyi destekleyici ve ekstra güvenlik sağlayan mekanik kilit aksesuarları da tercih edilebilir.

Transfer panosu bir çok farklı devre elemanı kullanılarak tasarlanabilir. Tek doğrusu ya da tek tasarım yöntemi yoktur. Kontaktörlü veya şalterli bir devre tasarlanmak istenmiyorsa bir tane otomatik transfer ayırıcısı da kullanılabilir. Otomatik transfer ayırıcıları (ATS) kontaktörlerin ve şalterleri yaptığı işi tek cihazda yaparlar. Maliyetlerine ve proje gereksinimlerine göre tercih edilebilirler.

PERİYODİK BAKIM

Elektrik Panosu Ölçümü, Periyodik Kontrolü, Muayenesi ve Raporlanması

Elektrik panoları, bir tesisteki elektriğin güvenliğini ve kontrolünü sağlayan en önemli unsurlardır. İşletmelerde elektriğe ihtiyaç duyan bütün araçların ve ekipmanların güvenli çalışması ve elektrik tesisatının güvenli olmasını sağlayan araçların bir araya geldiği donanım elektrik panosu olarak tanmlanmaktadır. Elektrik panosu, elektriğin işletmede kullanılan sistemlere dağıtılmasına yarayan ve içinde elektrik sayaçları, kondansatörler, güç kontaktörleri, ölçü aletleri, güç rölesi, kontrol rölesi, kesici şalterler ve elektrik sigortası gibi elemanların bulunduğu bir kabindir.

Elektriksel muayene ve elektrik panosu muayene hizmetleri, elektriğin binaya girdiği noktadan başlayarak dağıtıldığı noktalara kadar uzanan bir sistemin çeşitli test ve kontrol faaliyetlerini kapsamaktadır. Bu muayene işlemleri ile olası patlama, yangın ve benzeri risklerin minimuma indirilmesi ve enerji kullanımında verimliliğin arttırılmasını sağlayan noktaların tespit edilmesi hedeflenmektedir.

Pano ölçümleri için çeşitli muayene yöntemleri bulunmaktadır. Örneğin termografik muayene yönteminde, elektrik panoları ve tesisatında, termal kameralar yardımı ile ısı ölçümleri yapılmaktadır. Enerji kalitesi ölçümleme yönteminde ise, elektrik panolarındaki enerji kalitesi ve harmonik bileşenleri ölçülmektedir.

Genel olarak bakacak olursak elektrik panolarında, muayene sırasında, panoların bulunduğu yer, fiziksel durumu, yalıtım özellikleri, kısa devre dayanıklılığı, koruyucu devrenin etkinliği, mekanik işlevselliği, ısınma artışı gibi hususlar kontrol edilir. Elektrik mühendislerimiz ve yetkili uzmanlarımız tarafından yapılan elektrik panosu muayene sonuçları için bir rapor düzenlenmekte ve işletmelere bu rapor sunulmaktadır. İşletmelerin yaptıracakları bazı sigorta işlemlerinde, sigorta şirketleri tarafından bu muayene raporları aranmaktadır.

Kablo muayenesi, yalıtım testi, koruma tedbirleri gibi rutin kontroller zaten güvenlik açısından belli aralıklarla yapılması gerekli olan kontrollerdir. Ancak yukarıda sayılan kontrol noktalarını içeren uygunluk testleri, tesisin uzun ömürlü güvenliğinin sağlanması için bir zorunluluktur.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yayınladığı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na dayanarak çıkarılan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği'ne göre, ilgili diğer yönetmeliklerde ve standartlarda aksi bir süre belirtilmemiş ise, yılda en az 1 (bir) kez elektrik panolarının muayenesinin yaptırılması gerekmektedir.

İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği, iş yerlerinde kullanılan makinaların ve tesisatın çeşitlerine göre, kontrol dönemlerinin ne olduğunu ve dönemsel kontroller sırasında hangi kriterlerin ve standartların esas alınacağını ifade etmiştir. Bu yönetmeliğe göre kontroller, Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği ve Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliklerinde yer alan kriterler esas alınarak yapılacaktır. Bunun yanında TS EN 60079-14:2014 dikkate alınacak diğer standarttır.

Hedef Elektrik'in yeterli teknik teçhizat ve bilgi birikimine sahip elektrik mühendisleri tarafından yapılan elektriksel ve teknik ekipmanların periyodik ölçüm ve kontrolleri, bu cihazların ve tesisatların neden olabileceği iş kazalarının azaltılmasına, önlenmesine ve iş güvenliğinin sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

Hedef Elektrik, 6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” uyarınca çıkarılan ve 25.04.2013 tarih ve 28628 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğine” göre, teknik hizmetlerinin güvenirliliğini ve yeterliliğini onaylatmak ve kurumsallaştırmak amacıyla, işletmenizde bulunan tüm elektrik panolarının ve diğer elektriksel ölçümlerin yıllık periyodik kontrollerini TS EN ISO/IEC 17020 standardına uygun bir şekilde gerçekleştirmektedir.

AKILLI BİNA SİSTEMLERİ

Kolay montaj, ekonomik fiyat. Sadece 1 günde monte edilir! Ev otomasyonu ve diafon aynı monitörde. Dairede mevcut elektrik kablolarını değiştirmeden uygulama. Mevcut DT-8 altyapısı ile isteyene görüntülü diafon, isteyene görüntülü ev otomasyonlu diafon.

Aydınlatma kontrolü

Priz açıp kapama

Elektrik şalteri kontrolü

Su vanası kontrolü

Doğalgaz kapama

Alarm sistemi

TV kontrolü

Perde kontrolü

Kombi kontrolü

Klima kontrolü

Gaz ve duman dedektörü

KAMERA SİSTEMLERİ

İzlemek istediğiniz alanların değişik yerlerine yerleştireceğiniz kameralar ile ortamı kontrol altına alan sistemlerdir.Bu sistemler dijital ve analog sistemler olarak iki grupta toplayabiliriz.

Her iki sistemde kullanılan kameralar aynıdır .Bu sebepten analog sistemden dijital sisteme geçiş çok kolaydır. CCTV sistemlerinde Mekanın özelliklerine göre değişik tipte kameralar kullanılır. Ortam Şartlarına göre kablosuz kameralar , İnfraredli gece görüşlü kameralar, hareketi kontrol edilebilen kameralar (PTZ kontrol), Network kameralar ve dome kameralar kullanılır.

Analog sistemlerde izleme monitörden yapılırak kayıt için video kaydedici kullanılır.Bu tür sistemler quad (bölücü) veya switcherlar (seçiciler) ile beraber çalışır. Quadlar ve seçiciler , istenilen kameranın görüntüsünü seçerek monitöre verme , büyültme , küçültme ve periyodik olarak gösterme işlemlerini yaparlar.

Dijital sistemlerde (DVR : Dijital Video Recorder) izleme monitörden ve kayıt , sistemin mevcut bilgisayarınızın sabit diskine yapılır.

KARTLI GEÇİŞ SİSTEMLERİ

Kartlı Geçiş Sistemleri; can, mal ve bilginin korunması amacıyla belirlenmiş noktalardan geçişleri kontrol etmeye yarayan çözümlerdir.

Genel Bilgi

Kartlı Geçiş Sistemleri ile can, mal ve bilginin korunması amaçlanmaktadır. Kartlı geçiş sisteminin personel devam takip sistemleri ile entegre imkânı da bulunmaktadır.

Güvenlik amacıyla kurulan Kartlı Geçiş Sistemleri kim, nerede, ne zaman sorularına cevap verir. Kullanıcıların o sorular temelinde yetkilerinin tanımlanmasını sağlar, geriye dönük raporlama imkanı verir. Personel Devam Takip Kontrol Sistemleri ise, işletme içinde belirlenmiş kontrol noktalarındaki geçiş hareketlerini, yasal mevzuatlara, vardiya saatlerine ve işletmenin özel koşullarına göre anlamlı hale getirerek, her personelin o ay içindeki çalışma saatini tespit eder, bordroya esas teşkil eden puantaj bilgisini oluşturur.

Hedef Elektrik, paket çözümlerin yanı sıra projeye özel çözümler sunabilmekte, işletmenin özel istekleri karşılanabilmektedir.

Kartlı geçiş sistemi projelerinde, site yönetimi programları ile çeşitli seviyelerde entegrasyon (yazılımın kapsamına bağlı olarak) yapılabilmektedir.

Kartlar / Okuyucular
Kartlı Geçiş Sistemleri Çeşitleri:
Manyetik Şeritli Kartlar

Güvenlik kartları genel olarak şifrelenmiş temel üç bilgiyi içerir:

  • İsim
  • ID # ( sicil numarası veya özel atanmış bir dizi)
  • Erişim seviyesi (bu kart ile nereye kadar ilerleyebilirsiniz)

Özel kodlanmış kartlar kredi kartını andırmakta, güvenlik kartının arkasındaki şeride magstripe adı verilmektedir. Magstripe, plastik benzeri bir filmde demir bazlı küçük manyetik parçacıklardan oluşur. Her bir parçacık yaklaşık santimetrenin 10 milyonda biri uzunluğundadır. Kartın arka kısmında bulunan magstripe eskiden sıkça kullandığımız müzik kasetlerindeki filmlere çok benzemektedir.

Mıknatıs şeridi sahip olduğu manyetik parçacıkların kuzey veya güney şeklinde kutuplanması sayesinde tekrar yazılabilir özelliğe sahiptir. Tüm parçacıkların aynı kutba yönelmesi kartın boş olduğunu gösterir. Karta yazma işlemi manyetik tersleme ile gerçekleşir. Temel olarak parçacıkların kutupsallığı, bitişik çubukların kuzey-kuzey veya güney-güney şeklinde çevrilmesiyle oluşur. Bu zıt kutuplama kart okuyucu tarafından okunabilen bir manyetik alan oluşturur. İki farklı akış dönüşümü K-K veya G-G olabileceğinden, iki farklı bilgi durumu olabilir. Bu bilgisayarlar tarafından kullanılan 1 ve 0’dan oluşan ikilik sisteme karşılık gelmektedir.

Verilerin yazılması için bir kodlayıcı gerekir. Encoder, kodlayıcı kafası görevi gören bir elektromıknatısa sahiptir. Solenoid, küçük bir parçası eksik olan bir halka şeklindedir. Kuzey manyetik kutbun ve güney kutbun iki ucu, boşluk boyunca birbirlerine bakar ve manyetik alan yaratır. Bu alan solenoidden gönderilen akımın seviyesine göre değişir. Kart, selonid aralığına yerleştirildikten sonra akımdaki bir değişiklik, magstripe’deki küçük manyetik çubukların polaritesini tersine çevirir. Kodlayıcı, kutupları belirli bir sırayla ters çevirerek veriyi karta yazar.

Kart okuyucu, geçiş kartının magstripe’ı üzerindeki ters polarizasyonlardan kaynaklanan manyetik alan değişikliklerini tespit eder. Çoğu okuyucu, kart okumak için üç yöntemden birini kullanır:

  • Okuyucuda kaydırarak: Kartı, her ucunda açık olan uzun, dar bir yuvadan geçirirsiniz.
  • Okuyucu yerleştirerek: Kartı, yeterince büyük bir yuvaya yerleştirirsiniz.
  • Yakından okutarak: Kartı, okuyucunun boş yüzünün önünde tutarsınız.
RFID Kartlar

RFID kartları, pasif, aktif veya pil destekli pasif olabilir. Aktif bir etiketin üzerinde bir pil bulunur ve ID sinyalini periyodik olarak iletir. Pil destekli pasif (BAP) kartta küçük bir batarya bulunur ve ortamda bir RFID okuyucu varsa devreye girer. Pasif kart pile sahip olmadığı için daha ucuz ve daha küçüktür. Bunun yerine kart, okuyucu tarafından iletilen radyo enerjisini kullanır. Bununla birlikte, bir pasif etiketi enerjilendirmek için data aktarım sinyalinden yaklaşık bin kat daha güçlü bir güç tüketilmesi gerekir.

RFID etiketler, salt okunur veya fabrikada atanmış bir seri numarasına sahip olabilirler. Bu seri numarası, bir veri tabanında bir anahtar olarak kullanılır veya okunabilir / yazılabilir. Burada nesneye özgü veriler sistem kullanıcısı tarafından etikete yazılabilir.

RFID etiketleri en az üç parçadan oluşur: bir radyo frekansı (RF) sinyali modülatörü, demodülasyondan sorumlu bilgileri depolayan ve işleyen entegre bir devre ve okuyucu sinyalinden DC gücü toplamak için bir araç ve sinyali alan ve ileten bir anten. Etiket bilgileri geçici olmayan bir belleğe kaydedilir.

Bir RFID okuyucu, etiketi sorgulamak için kodlanmış bir radyo sinyali gönderir. RFID etiketi mesajı alır daha sonra tanımlaması ve diğer bilgileri içeren bir yanıt verir. Bu, benzersiz bir etiket seri numarası, stok numarası, parti numarası, üretim tarihi veya diğer özel bilgiler gibi ürünle ilgili bilgiler olabilir. Etiketlerin özel seri numaraları olması nedeniyle RFID sistemi, RFID okuyucu aralığı içinde olabilecek ve aynı anda okunabilecek birkaç etiket arasında ayırım yapabilir.

Okuyucular

İlk olarak RFID kartlar, sadece içindeki seri numarası okunabilen basit yapılı haliyle kullanıldı. Daha sonra hem okunabilir hem de yazılabilir ve genelde 64bit – 4kb hafızaya sahip kriptolu karmaşık yapılarda kullanılmaya başlandı. Ülkemizde RFID cihazların büyük çoğunluğunu Proximity ve Mifare kartları oluşturmaktadır.Proximity kartlar 64bit (8 Byte) data alanına sahiptir. Bunun 3 Byte’ı bilginin güvenliği için kullanılmaktadır. Geriye kalan 5 Byte içinde ise kart seri numarası bulunur. Okuyucu cihazlar bu numarayı okuyup kullanmaktadır. Bu kartlarda başka bir data alanı yoktur. Mifare kartlarda da fabrikasyon olarak tanımlı değiştirilemeyen bir kart seri numarası bulunur. Ancak Mifare kartlar bu numara ile birlikte personel bilgileri için fazladan bir data alanına sahiptir. RFID katlar içerisinde kullanılan mikroçiplere göre isimlendirilmektedir.

RFID kart uygulamaları;
  • Geçiş kontrol: Otopark geçiş kontrol sistemi, personel turnikeleri
  • Otoyol otomatik geçiş (KGS, HGS): HGS; UHF uygulamasıdır. Bileşenleri UHF anten ve araç içi RFID etiketidir. KGS ise proximity kart uygulamasıdır.
  • Toplu taşıma: Şehirlerimiz çoğunda kullanılan kişisel toplu taşıma kartları
  • Personel, hasta, VIP müşteri tanımlama
  • Otel, yemekhane, kantin uygulamaları (Bakiye miktarı vb)
  • Marketing , lojistik, ürün takip
  • Banka uygulamalarıKartlı geçiş yazılımları

Kartlı geçiş yazılımları işletmelerin özel ihtiyaçlarına, giriş-çıkış kontrollerinin kapsamına, personel yetki özelliklerine ve işletmeye yapılan giriş çıkışlara göre değişiklikler gösterir. Diğer bir ifadeyle kuruma özel tasarlanacak yazılım türü işletmenin büyüklüğüne ve ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir. Küçük işletmeler için daha düşük kontrollü yazılım çözümleri tercih edilirken, orta ve büyük ölçekli işletmelere daha üst düzey programlar tasarlanır.

Hedef Elektrik, kartlı geçiş sistemlerinin tasarımında, diğer pek çok sistemde olduğu gibi, amaca uygun sonuçlar elde etmek için 6 altın kurala dikkat eder:

  • İhtiyacın tam olarak belirlenmesi ve riskin doğru tanımlanması.
  • Tutarlı, fazla ya da eksik cihaz barındırmayan, standartlara uygun sistem tasarımı.
  • Kaliteli ve uluslararası standartlara uygun ekipman seçimi.
  • Ortam koşullarına ve teknik standartlara uygun altyapı.
  • Yeterli kullanıcı eğitimi.
  • Düzenli bakım ve satış sonrası servis hizmetleri.
YANGIN ALARM SİSTEMLERİ

Yangın algılama ve alarm sistemleri bütün yapılarda, konut, bina, tesis ve işletmelerde çıkabilecek yangınları daha başladığı anda farketmek, binada bulunanlara durumu haber vermek, gerekli güvenlik birimlerine ve itfaiyeye yangını bildirmek için kurulan can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik sistemlerdir. Bu sistemler yangını algılar, söndürme fonksiyonlarını devreye alır, binayı ve güvenlik birimlerini haberdar eder.

Şirketimiz bünyesinde yangın algılama sistemleri, yürürlükteki yangından korunma yönetmeliklerine ve ilgili standartlara uygun olarak tasarlanmaktadır. Yapıların büyüklüklerine bağlı olarak farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek çok çeşitli uygulamalar yapılabilmektedir. Günümüzdeki teknolojik yapılaşmada yüksek binalar, fabrikalar, iş merkezleri, hastaneler ve insanların yoğun olarak bulunduğu binalarda yangın algılama sistemleri ile diğer güvenlik ve kontrol sistemleri arasında entegrasyon ihtiyacı her geçen gün artmaktadır.

Uzman ekibimiz, güçlü ürün gamımız ve cazip tekliflerimizle; en modern altyapı ve projeleri hazırlıyor, Yangın Güvenlik Sistemlerini yönetmeliklere uygun olarak anahtar teslim kuruyoruz. Bizden teklif almadan karar vermeyin.

BİNA UYGULAMALARINDA YILDIRIM VE AŞIRI GERİLİM KORUMASI

Aşırı gerilim koruması, elektrik sisteminin besleme noktasında başlar ve en hassas ekipmanın yakınında biter. Boşaltım enerjisi kademeli olarak azaltılır: İlk olarak daha dayanıklı parafudurlarda (Tip 1), ardından daha iyi korumayla (Tip 2) ve son olarak da hassas ekipmanın yakınında (Tip 3). Bu koruma düzeni, Yıldırımdan Korunma Bölgesi (LPZ) denilen konseptle temsil edilmektedir. Bu sayede yıldırım darbesinin yarattığı etkilerin temelindeki yapı nın bölümlendirilmesi sağlanır.

Yıldırım akımlarının elektromanyetik etkilerine (LEMP, yıldırım elektromanyetik darbesi) karşı koruma amaçlı bir yapı, homojen elektromanyetik ortamlara, yani LPZ’lere (Yıldırımdan Korunma Bölgeleri) bölünebilir. Bu bölgeler duvar, kat ve çatılarla kısıtlanmaz ve LPS (Yıldırımdan Korunma Sistemi), ekranlama ve parafudurların bütüncül koruma önlemleri sayesinde oldukça ideal bir hâl alır.

Elektrikli ve elektronik sistemlerin türü ve LEMP’ye karşı hassasiyetleri de bölgelerin tanımlanmasına yardımcı olur. Farklı seviyelerdeki elektromanyetik koşullar, korunma bölgeleriyle bağlantılıdır. Ekipman izolasyonunun darbe dayanımı gerilim seviyesiyle bağlantılı olarak yaşanan LEMP azalması söz konusudur.

Bölgeler, IEC 62305-1 standardında aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır:

LPZ 0A: Açık bölge. Bu bölge, bileşenlerin doğrudan atmosferik boşaltımlara maruz bırakıldığı ve de kendileri tarafından üretilen ve elektromanyetik alanın tümüne maruz bırakılan toplam akımı desteklemeleri gereken harici bir Yıldırımdan Korunma Sistemi (LPS) tarafından korunmamaktadır;

LPZ 0B: Harici LPS dâhilinde bulunan bölge. Bu bölgede doğrudan yıldırım darbelerine karşı mutlaka koruma sağlanır, fakat tehlikenin kaynağı elektromanyetik alana tamamen maruz kalınmasından doğmaktadır;

LPZ 1: İç bölge. Bu bölgede objeler doğrudan yıldırım darbelerine maruz kalmaz ve endüksiyon akımları bölge 0A’dan daha azdır. Ekranlamaya sahiptir ve de gelen hatlarda tip 1 parafudurlarkurulmuştur;

LPZ 2, LPZ n: daha ileri seviye ekranlamaya ve de parafudurlara ( tip 2 veya 3) sahip bölgelerdir; farklı bölgelerin sınırlarında bulunduğundan ve uç ekipmanları koruduğundan, korunacak ekipmanın gereksinimleriyle bağlantılı olarak endüksiyon akımının azaltılması sağlanır.Teorik bilgileri bir otel uygulamasında netleştirelim. Yapılacak ilk şey bir risk analizi yürüterek insanların korunduğundan emin olmak adına binanın dış kısmının doğrudan yıldırım darbelerine karşı koruyacak bir LPS’ye ihtiyaç olup olmadığının belirlenmesidir.

Bunu yapmak için de yazılımlar bulunmaktadır. Bu yazılımlar, yorucu hesaplamaları önler ve de dış yıldırımlığın yakalayabildiği minimum bir akım seviyesi sağlanan binalarda belirli bir seviyede koruma sağlar. Yıldırım akımı bir top olarak düşünülebilir; top ne kadar küçük olursa yakalamak da o kadar zor olur. Buna karşın, parafudurun toprağa veya elektrik şebekesine yönlendirilebilmesi için gereken maksimum akım değeri de sağlanır. Risk değerlendirmesi, IEC 62305-2 yıldırımdan korunma standardına göre yapılmaktadır.

2006’nın Nisan ayından beri geçerli olan uluslararası IEC 62305 yönetmeliği, bir binanın taşıdığı risklerin değerlendirilmesi ve de binalar, sistemler, insanlar ve de onlara bağlı hizmetlerin yıldırımdan korunmasını sağlayacak uygun önlemlerin belirlenmesi için gereken tüm öğeleri sağlamaktadır.

Değerlendirme süreci, korunacak yapının analizinin yapılmasıyla başlar: binanın türü ve ölçüleri, binaya giren hizmet tesisatının sayısı, uzunluğu ve tipi, bulunduğu ortamın özellikleri ve de alandaki yıldırım şiddeti analiz edilir.

Zararın temel kaynağı yıldırım akımıdır. Aşağıdaki kaynaklar darbe noktasına göre ayrılmaktadır (çizim 1’e bakınız):

  • S1: yapıya gelen yıldırım,
  • S2: yapının yakınına gelen yıldırım,
  • S3: bir havai hatta gelen yıldırım,
  • S4: bir havai hattın yakınına gelen yıldırım

Yıldırımlar, korunacak yapının özelliklerine göre zarar oluşmasına neden olabilir. En önemli özelliklerden bazıları ise yapının türü, içerikleri ve uygulanışı, hizmet türü ve de sağlanan koruma önlemleridir.

Bu risk değerlendirmesinin pratik bir şekilde uygulanması adına yıldırım sonucunda ortaya çıkabilecek üç tür temel zararın arasındaki ayrımı yapmak faydalı olacaktır. Bu temel zararlar ise şunlardır:

  • D1: canlılarda elektrik çarpması nedeniyle ortaya çıkacak yaralanmalar,
  • D2: fiziksel zarar,
  • D3: elektriksel ve elektronik sistemlerin arızalanması.

Bir yapıda yıldırım nedeniyle oluşan zararlar yapının bir kısmıyla kısıtlı olabilir veya tüm yapıya yayılabilir. Buna etraftaki yapılar veya çevre de dâhil olabilir (örneğin, kimyasal veya radyoaktif yayılımlar).

Her tür zarar tek başına veya başka bir türden zarar ile birlikte korunacak yapıda dolaylı olarak farklı zararlara neden olabilir. Oluşabilecek zararın türü ise yapının ve içindekilerin niteliklerine dayanmaktadır. Aşağıdaki zarar türleri göz önüne alınmalıdır (tablo 1’e bakınız):

  • L1: insanlarda can kaybı (kalıcı sakatlıklar dâhil);
  • L2: kamu hizmeti kaybı;
  • L3: kültürel miras kaybı;
  • L4: ekonomik değer kaybı (yapı, içerik ve aktivite kaybı).Her kayıp için bir risk R’si hesaplanmaktadır. R1 insanlarda hayat kaybı riskidir; R2 önemli toplum hizmetlerinin kaybı riskidir; R3 kültürel mirasın kaybı riskidir; R4 ise ekonomik kayıp riskidir. Her risk türü zarar sebebiyle (kişilerdeki adım ve temas potansiyellerinden kaynaklı zararlar; yangın, patlama vb. nedeniyle ortaya çıkan maddi zararlar; elektriksel sistemlerde gerilim darbeleri nedeniyle oluşan zararlar) ve kaynağıyla (binalara veya dış elektrik hatlarına doğrudan gelen yıldırım darbeleri, binaların veya hatların yakınına gelen dolaylı yıldırım darbeleri) ilgili olarak farklı öğelerin temelinde ifade edilebilir.

Bu üç riskin her biri için (R1,R2,R3) maksimum bir geçerli değer belirlenir: değer geçerli olan değerden daha fazlaysa, binayı korumak ve riskleri azaltmak adına gereken önlemler alınmalıdır (LPS, eşpotansiyel topraklaması, parafudurlar). Dördüncü risk öğesinde (R4) koruma her zaman opsiyoneldir.

Maliyet/fayda analizi olumlu görünüyorsa tavsiye edilir. Risk analizi yapının korunmasını gerektirdiğinde düzenlemeler de kabul edilen risk değerlerinin altında kalan belirli risk öğelerini azaltmak adına uygun parafudurlar için seçim kriterleri sağlar.

Risk değerlendirmesi otelin LPS ile korunmasını gerektiriyorsa, ana dağıtım panosuna tip 1 parafudur yerleştirmek zorunlu hâle gelecektir; zira bu ana panonun LPS’den gelen yıldırım akımının bir kısmıyla uğraşmasının gerekmesi ihtimali oldukça yüksektir. Ardından da bu parafudurun doğrudan darbeyi toprağa aktarabilecek şekilde tasarlanması gerekmektedir (10/350’lik dalga biçimleri); yıldırımdan korunma bölgesi konseptini izleyerek yapının dışından ilk giriş noktasına, LPZ 0’dan LPZ 1’e gelen darbenin ilk giriş noktasının korunması gerekmektedir.

Ana pano tip 1 parafudur ile korunduğuna göre tesisata gelen darbe enerjisinin yaklaşık %90’ını toprağa boşalttık demektir; fakat aşırı gerilim seviyesi birinci kategorideki ekipmanlar için hâlâ fazla yüksek (elektronik ekipmanlar sadece 1.5kV’a dayanabilir). Ana pano tip 1 parafudur ile korunduğuna göre tesisata gelen darbe enerjisinin yaklaşık %90’ını toprağa boşalttık demektir; fakat aşırı gerilim seviyesi birinci kategorideki ekipmanlar için hâlâ fazla yüksek (elektronik ekipmanlar sadece 1.5kV’a dayanabilir). Parafudurdan korunacak cihaza kadar olan mesafe10 metreyi aştığında koruma etkisinin azaldığını belirtmek gerekir. Bu yüzden her odanın dağıtım panosuna (sigorta kutusu) Imax değeri 20kA olan (LPZ 2’den LPZ 3’e geçiş) tip 2+3 veya tip 3 parafudur yerleştireceğiz.

Bunu darbe enerjisinin %98’ini toprağa boşaltmış olsak da aşırı gerilim korumasını daha da iyi bir hâle getirerek koruma gerilim seviyesini düşürüp (1kV’a kadar) nihai ekipman için iyi bir koruma sağlamak amacıyla yapıyoruz. İyi bir aşırı gerilim koruması her zaman adım adım yapılır: Her panoya bir parafudur yerleştirilir, binanın her bir yeni bölgesindeki giriş noktalarında bulunan darbe enerjisi azaltılır ve de nihai ekipmana yakın olacak şekilde düzgün bir koruma sağlanır. Koruma ekipmana ne kadar yakın olursa o kadar iyi!

Parafudurlar sadece yıldırım darbelerinden korunma konusunda değil, aynı zamanda endüstriyel darbelerden korunma konusunda da kullanışlıdır. Bu endüstriyel darbeler de korunan binanın içerisinde ortaya çıkarabilir. Örneğin bir otelde bulunan asansörler, havalandırma sistemleri ve pompalar gibi fazla güç tüketen aletler, anahtarlama sırasında darbe oluşturabilir.

10/350 μs dalga formu, doğrudan bir yıldırım darbesi oluşturarak akımın oldukça yüksek bir enerji seviyesinde aniden ve sert bir şekilde artmasına neden olur. Yıldırım çok yüksek bir tepe değeri ile şebekeye doğru 10/350 μs’lik bir akım darbesi oluşturduğundan ideal bir akım jeneratörü olarak değerlendirilebilir.

İndirgenmiş enerjiye sahip 8/20 μs dalga formu, dolaylı bir yıldırım darbesini ve de elektrik şebekesindeki operasyonların ve de parazitlerin etkilerini temsil etmektedir. Bu dalga biçimiyle ilişkilendirilen enerji, eğri altındaki alana bağlıdır:

Enerji ≈ 0∫T i 2 dt. Dolayısıyla 10/350 μs’lik dalga biçimi ile ilişkilendirilen enerji, 8/20 μs’lik enerjiye sahip olandan çok daha fazladır (yaklaşık 10 kat daha fazla).

BİNA ENERJİ PERFORMANSI DEĞERLENDİRME ARAÇLARI ENERJİ SİMÜLASYONU

Bugün artık tüm dünyada, binaların tıpkı makineler gibi performanslarına dayalı olarak sınıflandırıldığı standartlar, yönetmelikler ve kodlar geliştirmekte ve uygulanmaktadır. 2002 yılında yayınlanan

Avrupa Birliği Bina Enerji Performansı Direktifi

doğrultusunda, Türkiye’de de son on yılda önemli yasal düzenlemeler hayata geçmiştir.

Bu bildiri kapsamında öncelikle performans simülasyonlarının genel tanımına yer verilmiş, çeşitli detay düzeyindeki bazı programlar hakkında bilgi verilmiştir. Bina enerji performansı yönetmeliklerinin genel gereklilikleri ile ülkemizde 2009 yılında yürürlüğe giren “Bina Enerji Performansı Yönetmeliği” incelenmiştir.

Dünyada geniş kullanım olanağı bulmuş olan 6 simülasyon programının kapasiteleri, yönetmeliğin beklentileri çerçevesinde sorgulanmıştır. Ayrıca BEP-tr ulusal yazılımı da bu çerçevede eleştirel olarak ele alınmıştır. Sonuç değerlendirme, hem ilgili değerlendirme araçlarının Türkiye’de kullanılabilme potansiyellerini ortaya çıkarmakta, hem de ulusal hesaplama yöntemi ile uyumlu yazılımlar için gerekenlerin tanımlanmasını sağlamaktadır.

1. Giriş

Bina performansının değerlendirilmesinde, söz konusu olan enerji performansı olduğunda, binanın hangi kriterlere dayalı olarak enerji etkinliğinin belirleneceğinin, standartlarca tanımlanması, yönetmelik ve yönergelerle de uygulama koşullarının açıklanması gerekir. Enerji etkin bina kavramı çerçevesinde, her ülkenin kendi yerel koşulları içinde geliştirdiği standart, yönetmelik ve yönergeleri vardır. Bina enerji yönetmelik ve standartları, binalarda enerji korunumu potansiyelinin farkına varılmasına ve binalarda enerji etkin tasarıma ilişkin talebin artmasına yardımcı olmaktadır. Bu aynı zamanda enerji etkin politikaların geliştirilmesi için bir temel oluşturulmasını sağlamaktadır.

Enerji etkin binanın başarısı, tasarımının başından itibaren, disiplinler arası bir ekip tarafından binaya, “entegre sistemler bütünü” olarak yaklaşılması ile sağlanır. Bu noktada performansın sınanması için tasarım sürecinin her aşamasında performans hesaplamaları gerçekleştirmek ve sonuçları tanımlı sınır değerler bağlamında yorumlamak üzere performans simülasyonlarından destek almak önemlidir.

Böylece farklı uzmanlık alanlarına sahip tasarım ekibinin ortak bir dil üzerinden tasarım performansının iyileştirilebilmesine yönelik karar alabilmesi sağlanır. Bu çalışma ile binalarda enerji performansının iyileştirilebilmesine yönelik kullanılan enerji simülasyon programlarının genel bir tanımı yapılarak, ülkemizde 2009 yılında yürürlüğe giren “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” [1] çerçevesinde bu programların kullanılabilme kapasiteleri araştırılmaktadır.

2. Enerji simülasyonu nedir?

“Benzeşim” olarak da türkçeleştirilebilen simülasyon, karmaşık bir sistemin basitleştirilmiş bir modelini oluşturarak, gerçek sistemin davranışını tahmin etmek ve analiz etmek üzere bu modeli kullanma süreci olarak tanımlanabilir. Simülasyonun temel amacı, gerçek sistemden dikkatlice çekip çıkartılarak, sadece belirli gereklerle ilgili elemanların dikkate alınması ve göreli olarak daha önemsiz olanların göz ardı edilmesi ile gerçek sistem davranışını doğru olarak tahmin etmek üzere kullanılabilen bir model geliştirmektir [2].

Bina simülasyon programları, genellikle hesap yöntemlerine, modelleme düzeylerine, kullanım alanlarına göre sınıflandırılabilmektedir. Hendricx [3], bina simülasyonlarını binanın tasarımı sırasındaki boyut, biçim vb. bilgilerinin değerlendirilebildiği modelleme araçları, tasarım alternatiflerinin geliştirilmesine yardımcı tasarım araçları ve bina performansı yaklaşımlarını (enerji akışı, strüktürel dayanım, akustik vb.) değerlendiren analiz araçları olarak üçe ayırmaktadır.

Binaların performansa dayalı tasarımı söz konusu olduğunda, her üç kategori de önem kazanmakta ve tasarım süreci boyunca entegre bir bütün olarak çalışmaları ve değerlendirmeye dâhil edilmeleri gerekmektedir. Modelleme, tasarım ve analizi bir arada bulunduran, büyük, çok zonlu binalar ve bunların spesifik alanlara ait değerlendirmesini sağlayan, genellikle saatlik bazda ve her mekân için ayrı hesaplamalar gerçekleştirebilen araçlar, binanın entegre bir bütün olarak performansını analiz edebilen bina performans simülasyon programlarıdır.

Bu detaylı simülasyon programları, çoğunlukla ısıl sistemlerin etkileşimi, ısıtma ve soğutma yükleri ile enerji tüketim hesaplamaları için kullanıldığından “bina enerji simülasyon programları” olarak nitelendirilmekte ve genelleştirilmektedir.

Oysa ki günümüzde yaygın olarak, mekanların akustik performansı, yapay ve doğal aydınlatma performansı, bileşenler bazında malzeme performansı, yaşam döngüsü değerlendirme, yangın kaçış yolları vb. gibi yine detaylı analiz gerektiren farklı alanlardaki performans sorgusu da “bina performans simülasyonları” yardımıyla gerçekleştirilebilmektedir. Bina performans simülasyonu adım adım ilerleyen ve geri dönüşlerle beslenen bir süreçtir. Problemin analizi ile başlayıp, sonuçların tasarım sentezine dönüştürüldüğü bu süreç, aşağıda sıralanan adımlardan biri veya birkaçını içermektedir [2]:

  • Problemin veya tasarım gereklerinin analizi,
  • Modelden beklentiyle örtüşecek uygun simülasyon yazılımının seçilmesi,
  • Binanın ve sistemlerinin gerçeğe uygun, ilgili elemanlarına ve niteliklerine dayalı modelleme gerçekleştirilmesi,
  • Modelin yazılım gereklerine uydurulması (modelin kalibrasyonu),
  • İlgili koşulların (iç ortam konfor koşulları, iklim verisi vb.) düzenlenerek simülasyonun gerçekleştirilmesi,
  • Birçok değişken (enerji gerekliliği, maksimum yük, konfor parametreleri, emisyonlar vb.) yardımıyla simülasyon sonuçlarının analizi,
  • Sonuçların ilgili tasarım bilgisine dönüştürülmesi.

Bugün, bina performans simülasyonunun tasarımcılara uzmanlıklarını daha etkin kullanma, genişletme ve iyileştirme olanağı sunduğu kabul edilmektedir. Simülasyon, tasarımcılar için sadece fikirlerin test edilmesinde değil, aynı zamanda yeni fikirlerin geliştirilmesi ve sunulmasında da önemlidir.

Bina ve sistemlerinin entegre tasarımının disiplinler arası bir ekiple yürütülmesi şarttır ve simülasyon, farklı disiplinler arasındaki iletişimi sağlamaya yönelik oldukça önemli bir teknoloji olarak da düşünülmelidir. Bina performans analizine yönelik pek çok simülasyon programı vardır ve gerek hesaplama yöntemleri, gerekse kullanıcı ara yüzleri bağlamında çeşitli detay düzeylerinde olmak üzere geniş bir yelpaze içinde yer almaktadırlar.

Bir konuya ilişkin bir simülasyon programının seçimi,

(a) projenin gereklerine,

(b) analizin maliyeti ve süresine,

(c) kullanıcının deneyimine

(d) uygun simülasyon aracı verilerinin olanaklarına bağlıdır.

3. Bina enerji performansı yönetmeliği

3.1. Binalarda Enerji Performansı ile İlgili Avrupa Birliği Direktifi

Avrupa Komisyonu’nun Kasım 2000’de yayınladığı “Avrupa’nın Enerji Kaynaklarına Ait Strateji” başlıklı Yeşil Bildiri’de (Green Paper), üç önemli noktaya değinilmiştir;

  • Avrupa Birliği üye ülkelerinin dış enerji kaynaklarına bağımlılığı giderek artmaktadır ve genişleme süreci de bu durumu güçlendirmektedir. Eğer önlem alınmaz ise, 2030 yılında dışa bağımlılık %70’lere varacaktır.
  • Bugün, Avrupa Birliği’nde sera gazı emisyonu artış eğilimdedir ve bu, iklim değişimine karşı geliştirilen tavır ve Kyoto Protokolü taahhütleri ile çelişmektedir.
  • Avrupa Birliği, enerji kaynaklarına ait mevcut koşulları değiştirebilmek üzere sınırlı bir alana sahiptir. Talep açısından bakıldığında, Avrupa Birliği’nin, özellikle binalarda ve ulaşım sektöründe enerji korunumunu geliştirmek adına müdahalede bulunması şarttır [6].

Bu görüşler ışığında enerji kullanımında, mümkün olan her alanda tasarruf etmek zorunluluğu için yeterli gerekçenin olduğu görülmektedir. Konut sektörü ve üçüncül sektör (endüstri binaları dışında kalan ofis, alışveriş, otel, restoran, okul, hastane, spor merkezi, kapalı yüzme havuzu vb. binaları kapsayan sektör) özellikle ısıtma, aydınlatma ve çeşitli ekipmanın en yoğun kullanıldığı alanlar olarak tespit edilmiş ve yapılan çeşitli araştırmalar ve uygulamalar sonucunda, diğer sektörlere kıyasla bu alanda önemli enerji tasarruf potansiyeli olduğu görülmüştür.

Yeşil Bildiri, bu noktadan hareketle, yeni teknolojilerin desteklenmesi ve teşviki için yürütülen Birlik programlarının pek çok üye ülkede enerji etkin binalar için yeni standartların uygulanmasını ortaya çıkaracak başarıya ulaşamadığını ifade etmektedir.

Aynı zamanda Mart 2000’de yürürlüğe giren Avrupa İklim Değişikliği Programı’nın en önemli başlıkları da binalardaki enerji korunumu ve buradaki potansiyeli değerlendirecek olası önlemlere ilişkindir. Tüm bu gerekçeler göz önünde bulundurularak, Mayıs 2001’de teklif olarak Komisyon’a sunulan “Binaların Enerji Performansı” ile ilgili direktif, 16 Aralık 2002’de Avrupa Birliği resmi yayın organında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

3.2. Türkiye’de Durum

Türkiye de Avrupa Birliği ülkeleri ile benzer yaklaşımlar içinde, Avrupa Birliği’ne uyum süreci içerisinde, yeni yasal düzenlemeler getirmekte, mevcut yasalarını revize etmekte, enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerjikaynaklarının kullanımına ilişkin düzenlenen yeni standart ve yönetmelikleri uygulamaya sokmaktadır.

Bu yasal düzenlemelerin en önemlisi “Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği”ni yürürlükten kaldıran “Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği”dir. Avrupa Birliği’nin 2002/91/EC sayılı çerçeve direktifi doğrultusunda Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği 05 Aralık 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak 05 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

BEP Yönetmeliği’nin amacı, “dış iklim şartlarını, iç mekân gereksinimlerini, mahalli şartları ve maliyet etkinliğini de dikkate alarak bir binanın bütün enerji kullanımlarının değerlendirilmesini sağlayacak hesaplama kurallarının belirlenmesini, birincil enerji ve karbondioksit emisyonu açısından sınıflandırılmasını, yeni ve önemli oranda tadilat yapılacak mevcut binalar için minimum enerji performans gereklerinin belirlenmesini, yenilenebilir enerji kaynaklarının uygulanabilirliğinin değerlendirilmesini, ısıtma ve soğutma sistemlerinin kontrolünü, sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını, binalarda performans kriterlerinin ve uygulama esaslarının belirlenmesini ve çevrenin korunmasını düzenlemek” olarak belirtilmiştir [1]. Burada söz konusu olan birincil enerji için, binaların ısıtma enerjisi tüketimi, soğutma enerjisi tüketimi, aydınlatma enerjisi tüketimi ve sıhhi sıcak su üretimi için harcanan enerjinin toplamından söz edilmektedir.

Bu Yönetmeliğin bir gereği de her bina için “Enerji Kimlik Belgesi” hazırlanmasıdır. Enerji Kimlik Belgesi’nin hazırlanmasında kullanılacak olan Bina Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi, binanın enerji tüketimine etki eden tüm parametrelerin, binaların enerji verimliliğine etkisini değerlendirmek ve enerji performans sınıfını belirlemek için konutlar, ofisler, eğitim binaları, sağlık binaları, oteller ile alışveriş ve ticaret merkezleri gibi yönetmeliğin kapsamındaki mevcut ve yeni tüm bina tipleri için enerji performansını değerlendirmek amacıyla oluşturulmuştur.

Bina Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi;

1. Binanın ısıtılması ve soğutulması için ihtiyacı olan net enerji miktarının hesaplanmasını,

2. Net ısıtma ve soğutma enerji ihtiyacını karşılayacak sistemlerden olan kayıpları ve sistem verimlerini de göz önüne alarak binanın toplam ısıtma ve soğutma enerji tüketiminin belirlenmesini,

3. Havalandırma enerjisi tüketiminin belirlenmesini,

4. Binalarda günışığı etkileri göz önüne alınarak, günışığından yararlanılmayan süre ve günışığının etkili olmadığı alanlar için aydınlatma enerji ihtiyacının ve tüketiminin hesaplanmasını,

5. Sıhhi sıcak su için gerekli enerji tüketiminin hesaplanmasını kapsamaktadır [7]. Bu hesaplama yöntemine dayalı olarak, Türkiye şartları için uygun ulusal bir yazılım geliştirilmiştir. Bu yazılımın, binalarda enerji kimlik belgesinin düzenlenmesini öngören ilgili yönetmelikte, kimlik belgesi vermekle yetkilendirilmiş uzmanlar tarafından kullanılması zorunlu kılınmıştır. BEP-tr ulusal yazılımında, binaların ısıtılması ve soğutulması için ihtiyaç duyulan enerjinin hesaplanmasında temel alınan standart, TS EN ISO 13790’dır.

4. Değerlendirme

BEP Yönetmeliği esaslarına dayalı olarak, Yönetmelik gereğince, BEP-tr ulusal yazılımının kullanılması zorunlu olsa da, büyük, karmaşık yapıda, çok zorlu binaların gerçeğe yakın enerji tahminleri ile performanslarının daha iyi bir noktaya taşınabilmesini sağlamak üzere, detaylı simülasyon programları desteğine de ihtiyaç duyulmaktadır. Erten ve Yılmaz [8] da söz konusu olan enerji analizi olduğunda basitleştirilmiş hesap yöntemleri ile elde edilen sonuçların yanıltıcı olabileceği ve binanın sonuç performansının iyileştirilmesinde kullanılamayacağını belirtmektedir. Bu nedenle bu çalışma ile yeni tasarlanacak binaların performansının belirlenebilmesinde performans simülasyonlarının önemi vurgulanmak istenmektedir.

Sonuç

Binalarda enerji performansının iyileştirilebilmesine yönelik yapılacak analiz çalışmalarında beklentinin, tasarım süreci başından itibaren alternatifler içinden seçim yapmaya dayalı bir yaklaşım olması gerekmektedir. BEP-tr yazılımı gibi proje tasarımı sona erdikten sonra performans doğrulamasının yapılacağı analiz araçları bile, farklı uygulamalarla sonuçlardaki değişimin ve iyileştirmenin görülmesini sağlayabilecek nitelikte olmalıdır.

Enerji analiz programları çoğunlukla süreç içinde “Bunu nasıl gerçekleştirebilirim” sorusunun cevabını değil, “Bunu yaptığımda ne olur” sorusunun cevabını aramak için kullanılmaktadır. Eğer tasarımcı en iyi tasarım seçeneğini yakalayabilmek için tasarım seçeneklerini test etmek isterse, her bir öneri seçeneği ayrı ayrı simüle ederek sonuçlarını karşılaştırmak zorundadır.

Tasarımcının ulaşmak istediği asıl amaca bağlı olarak, tasarım seçenekleri içinden seçim yapmak üzere, parametre değerleri azaltılarak veya çoğaltılarak ve sonuçları karşılaştırılarak en iyi sonucu vereni bulmaya çalışmaktadır. Sonuçta aslında tasarımcı analiz programına “Bunu yaptığımda ne olur” sorusunu sorup, analiz ve karşılaştırma gerçekleştirerek “Bunu nasıl gerçekleştirebilirim” sorusunun cevabını bulmaya çalışmaktadır. Bu nedenle tasarım araçları halen çeşitli tasarım parametreleri değiştirilerek sonuçlarının karşılaştırılması ve değerlendirilmesine yönelik pratik yarar sağlamaktadır [2]. Bu çerçeveden bakıldığında, BEP-tr gibi ulusal bir yazılımın tasarım sürecinin başından itibaren hem mimarlarca hem de ilgili mühendislerce kullanılması son derece önemlidir.

Aslında, BEP ulusal hesap yönteminde ayrıntısıyla yer alan çoğu parametrenin (içsel kazançlar, hava değişim oranları, güneş kazançları, ısıl kapasite vb.), kullanıcının seçimine bırakılmadan varsayılarak hesaplamalara dâhil edilmesi önemli sıkıntıları beraberinde getirmektedir.

Enerji analiz programlarının modelleme ve hesaplama sürecinde, BEP-tr yazılımından beklenenler aşağıda sıralanmaktadır [9]:

Modelleme: Her ne kadar basit bir model kurgulanması yeterli olacaksa da, modelden beklenen, gerçeğe uygun boyut, biçim ve yüzey özellikleri gibi değerlendirmede önemli parametreleri göz ardı edecek kadar basitleştirilmiş olamaz. “Varsayım” zorunluluğunu en aza indirecek önlemler geliştirmek ve kullanıcının seçimini etkin kılacak bir arayüz oluşturmak gereklidir.

Bilgi eksikliği giderilmediği sürece, bilinçsizce yapılan seçimler, yanlış yönlendirmelere ve başarısız sonuçlara neden olabilir. Bu aşamada uzman gerekliliği şarttır.

Hesaplama: Net verilerle tanımlanmayan bilgilerin (örneğin HVAC sistem bileşenleri ve işletimi) hesaplamanın çalıştırılabilmesi için kabul edilmesi aşamasında, “akıllı kabuller”in devreye girmesi ve kullanıcının programın kabullerine güveniyor olması gereklidir. Akıllı kabulleri tanımlamak oldukça zordur.

Sonuçların Analizi: Elde edilen sonuçlar ile değerlendirmeden beklentilerin çakışabiliyor olması şarttır. Bu beklentinin baştan belirlenmiş olması, karşılaşılacak pek çok sorunu önceden çözecektir. Tüm bunlara ek olarak, ulusal yazılımın bir “tasarım analizi” değil, “sonuç performansı belirleme” programı olduğu düşünüldüğünde, binaya ilişkin tüm detaylı bilginin kullanıcı tarafından tanımlanabilir olması gerekmektedir. Bu noktada “varsayım”a ve “akıllı kabuller”e neredeyse hiç gerek kalmamalıdır. Ulusal yazılımın söz konusu olan sıkıntılarının giderilmesi ile gelişmiş yeni bir ulusal yazılımın elde edilmesi asıl hedef olmalıdır.

Bu yazılımın geliştirilmesi aşaması devam ederken uluslararası düzeyde kabul görmüş, analizin karmaşıklık düzeyine uygun simülasyon programlarından biri ya da bir kaçı seçilerek, kurslar ve çalıştaylar aracılığı ile kullanıcılar eğitilmeli, BEP Yönetmeliği’ne uygun analizlerin yapılması sağlanmalıdır. Hatta bu seçilen programlara, Enerji Kimlik Belgesi (EKB) için gerek koşulların tanımlandığı bir modülün eklenmesi ile EKB’nin doğrudan bu programlar yardımı ile oluşturulması sağlanabilmelidir.

TEKLİF AL